basın topçularının ahlakı

20 Nisan 2010 Salı

bu nasıl bir terbiyesizliktir, bu nasıl bir ahlaksızlıktır diyerek yazıya başlamak istiyorum. ancak öncesinde belitmem gereken husus iş güç yoğunluğu nedeniyle fazlasıyla uykusuz olmam yüzünden kurmamam gereken cümleler kurabilirim, şimdiden özür dilerim.
neyse... nerde kalmıştık?
bu nasıl bi ahlaksızlıktır, bu nasıl bir terbiyesizliktir?
habertürk internet gazetesinde, "senad ok" imzalı 20.04.2010 tarihli haber şu şekilde:

".....................

Olay adam konuştu!
Fenerbahçe’nin Brezilyalı stoperi Uğur İnceman’a yaptığı hareketin penaltı olmadığının altını çizerken, “Bobo’nun penaltı atışındaki konsantrasyonunu etkilemek istedim” diye konuştu!

Türkiye son yılların gerilimi en yüksek derbilerinden birini izledi önceki gece... Saracoğlu’nda gol vardı, tekmeler vardı, kırmızı kartlar vardı... Bunlar futbolun içinde olan şeylerdi ama bir hareket vardı ki, maç bitti herkesin aklında kaldı. Kadıköy’de dakikalar 67’yi gösteriyordu, Beşiktaş hızla kontraya çıktı... Bilica’nın ceza alanı içinde Uğur İnceman’a yaptığı hamle, hakem Hüseyin Göçek tarafından ‘kontrolsüz hareket’ olarak yorumlandı. Beşiktaşlılar penaltıyı kutlarken, Bilica hızla ‘beyaz nokta’ya yürüdü. Ayağıyla penaltı noktasını ‘eşeleyen’ Brezilyalı, Bobo atışı gol çeviremeyince ‘maçın adamı’ haline geldi.

‘KASIMPAŞA’YA BAKIYORUZ’
Herkesin konuştuğu Fabio Bilica, 90 dakikasonrası ‘o anı’ HABERTÜRK’e anlattı. Öncelikle hakem Göçek’in kararının hatalı olduğunu ifade eden sambacı, “Bence pozisyon penaltı değildi. Rakip vuruşu çoktan yapmış ve top dışarı çıkmıştı. Hakem penaltı verince şaşırdım. O hareketi ise takımıma avantaj sağlamak için yaptım. Penaltıyı Bobo atacaktı. Onun konsantrasyonunu etkilemek istedim” dedi. Maçın tekrar edileceği iddialarının da kendisini şaşırttığını belirten Bilica noktayı şöyle koydu: Bu maç geride kaldı. Artık sadece Kasımpaşa’yı düşünüyoruz...

.................."

daha önce bahsettik, spor ahlakından ve bu ahlak yoksunluğunu başarıyla sergileyen bu topçunun lisansının eline bile verilmemesi, tamamen iptal edilerek spor yaşantısının sonlandırılması gerektiğini söyledik.
neden söyledik? ülkemizde spor ahlakının ve kültürünün seviyesinin durumundan yana kaygılarımız olduğu için, vasıfsız ve ahlaksız topçular kayırıldığı ve magazinel yönü ağır basan bu şahısların hareketlerinin kötü örnekleri olduğunu düşündüğümüz için söyledik. sporcularımız zeki çevik ve aynı zamanda da ahlaklı yetişmeli gerektiği için, yetişmekte olan sporcularımız bu tip ahlaksızlıkları örnek almasın diye bu ve benzeri davranışlar cezalandırılsın istedik.
sonra bir baktık ki ertesi gün ve sonraki gün ve ilerleyen bütün günlerde bu ahlaksızlık, bu terbiyesizlik, bu sorumsuzca ve sportmenlik dışı davranış basın tarafından, bütün basın ve yayın ahlakı magazin olan basın tarafından yaldızlanarak, örnek ve sevimli bir davranışmış gibi gösterilmekte, özendirici biçimlerde servis edilmekte.
tek bir satırda bile bir gazeteci çıkıp da bu hareketi ahlaksızlık olarak değerlendirememekte? ve hatta bu şahıs maçın adamı, yıldızı gibi gösterilerek kaliteli futbolunu bizlere izleten sporcuların adı bile geçmemekte...

maçın adamı bilica öyle mi?
işte türk basınının ve içinde bulunduğu durum....
yazık!
maçın adamı bilica öyle mi?
ahlak dışı hareketlerinden başka maç boyunca futbol namına pek de kayda değer bir şey ortaya koyamayan bilica'yı maçın adamı ilan edebilme cürretini gösteren gazetecilere sormalıyız:
"yolculuk ne zaman? uzak diyarlara, bizim sizi görüp işitemeyeceğimiz ve sizin zihinsel kiriniz içinde insanların gözlerini köreltmeyeceğiniz, cebinizi doldurma kaygısıyla etik değerlerinizden saptığınız müddetçe midemizin bulanmayacağı kadar uzak yerlere, belki öte ülkelere belki öte dünyalara belki de paralel evrenlere doğru yolculuğunuz ne zaman?"
bi gidin artık...
bi gidin........

0 yorum: