toplumsal mastürbasyon

24 Nisan 2010 Cumartesi

evet bu memlekette küfür var, bu memleketin insanları küfreder, sayar söver... evet bu dilde küfürler var, hakaretler var... evet bu sokaklarda kavgalar var... evet bu memlekette adaletsizlik var... evet bu şehirde kötü işler çirkin şeyler var... evet kaldırımda çöpler var, evimizin önünde köpek pislikleri var... evet insanlar ölüyor, evlatlar yitip gidiyor, can acıtan çok fazla şey var... evet bu stadda küfür var, bu taraftarın ağzında küfürlü tezahuratlar var... ve evet, bu stadda bugün baş gösteren toplumsal bir rahatsızlık var, ağır mağlubiyet, ağır yenilgi, ve bu taraftarın tabiriyle ezilmişlik!
sen 90 dakika boyunca durmadan küfrediyorsan, beşiktaşla ilgili bir tezahurat olunca inadına aziz yıldırımdan bahsetmek istiyorsan, bakırköy mazhar osman hastanesi psikiyatri acil servisine veya psikoz servislerinden birine gir, 1 ay yatış al kapalı klinikte, şansını dene rehabilite edilmek için!
bak bu taraftar, bu grup, bu takımın sevdalıları çok güzel protestolar yaptılar. memlekette başka hiçbir tribünde yapılamayacak işlere imza attılar. en güzel pankartları, en güzel tezahuratları, en güzel şarkıları herkese bu stadda dinlettiler izlettiler. dünyayı kendisine hayran bıraktı bu taraftar. ama bugün, ezilmişlikle hareket ederek, sadece nefretinden ötürü varlık gösterdi bu taraftar!
utandık ey halkım, unutma bizi...

şu şu oyunu çevirmiş, bu bunu yapmış... tamam itiraz edersin, tamam isyanın olur... ama sen beşiktaş diye bağırmayıp fenerbahçe diye bağırıyorsan senin o stadda ne işin var? büyük bir zevkle, şevkle, azimle ve kararlılıkla tam 90 dakika boyunca fenerbahçe diye bağırıyorsan, biz orda beşiktaş diye bağırırken ne alakası var dercesine bakıyorsan, kusura bakma ama git saracoğlunda yaşa!
bak hayat kötü, işler olurunda gitmez bazen, yıpranırsın, yorulursun, bunlar sende rahatsızlık boyutuna gelip bipolar bozukluklar veya psikozlar yapar; ama bozuk psikolojinle sen beşiktaşı kirletemezsin! önce insan gibi psikiyatrik tedavini gör, bi topluma kazandırsınlar seni, 90 dakika boyunca kin ve nefret kusmaktan vazgeç... çünkü iyi bir insan olmadan iyi bir beşiktaşlı olunmaz!

fenerbahçe nefreti insanları beşiktaşlı yapıyor. insanların derdi beşiktaş değil. federasyonmuş, hakemlermiş, azizmiş, yıldırımmış... ulan hepsini geçtim, liste o kadar uzadı ki bir ara litvanya cumhurbaşkanına, fethullah gülene, iett'ye, tansu çillere, lise çağlarında seni döven okul müdürüne söveceksin sandım... ritz carlton'dan biri el sallasa ona bile sövülecekti... öyle böyle değil! 90 dakika küfür dışında hiç mi birşey olmaz!
süper bir oyun, güzel bir futbol, sen futbolcunu alkışlıyorsun, teknik direktörünü çağırıyorsun, yönetimle olumlu olumsuz işin olmamış, şunu bir gün yapsak gözlerim dolar; ama sen bunu bugün beşiktaşı sevdiğin için değil, fenerbahçeden nefret ettiğin için yapıyorsun...
hepsini bir kenara koy, bir düşün; şu maçı bir fenerbahçeli izlese "ulan ne de acıtmışız" demez mi? 90 dakika boyunca geçen hafta olup bitmiş bir maç üzerine devam edilir mi muhabbete? psikolojilerde ne de derin yaralar açmış bu fener nefreti anti fener hareketi?
sen beşiktaşlıysan eğer, sen beşiktaş çocuğuysan ve "feneri de neyleyim" diyorsan, sen 90 dakika boyunca fenere sövmezsin, taraftarı olduğun takımı desteklersin! ağzına beşiktaşın adını almıyorsun, sürekli fener federasyon hakem aziz yıldırım özgener vs.. o zaman bir durup düşüneceksin, yahu diyeceksin, benim boynumda siyah beyaz kaşkolun ne işi var diye düşüneceksin. mesela ben düşünüyorum, beşiktaş diye bağırmayan adam fenerbahçe diye bağırıyorsa bu adamın beşiktaş maçında ne işi var diye düşünüyorum...

bugün tribünde psikiyatrik rahatsızlıklarından kurtulamamış olan insanlar 90 dakika boyunca mastürbasyon yaptılar. başka bir yerde, başka koşullarda sanki bunları dile getiremiyormuşçasına, bir hafta önce olmuş ve protestosu birkaç gün evvel yapılmış bir maçın üzerine öyle 5-10 dakika da değil, 90 dakika boyunca sürekli sürekli bağırdılar çağırdılar... burada toplumsal bir gariplik var ve bu sosyolojik açıdan incelenmeli. insanlar birşeyi sevemiyorlar, mevzu bahis sevgi değil! önce insanların bir nefret duymaları, bir kin kusmaları gerekiyor. ve bireysel olarak nefretlerini kinlerini kusamadıkları için galiba sanırsam kitlesel hale getiriyorlar olayı. ve bu psikiyatrik rahatsızlıktan muzdarip kişilerin oluşturduğu kitle beşiktaşı kirletiyor, zedeliyor, rezil ediyor!

gidin istediğiniz renkten de sesten de yerden de nefret edin! orası beşiktaşımızın stadı, o boynundaki atkı beşiktaş atkısı!
istediğin haltı istediğin yerde ye, ama boynunda o atkı varken hareketlerine ve yaptıklarına dikkat edeceksin!
eğer o atkı senin düzgün ve insan gibi davranmanı sağlayamıyorsa, o zaman geçeceğiz armanın kutsallığını falan... sen seviyorum dediğin şeye özen göstermiyorsan, bu nasıl sevgi arkadaş?

git kimden nefret ediyorsan et, ama nefretin, ezilmişliğin seni beşiktaşlı yapmasın! ve beşiktaşlıysan hareketlerine icraatlarına dikkat et. delikanlı olmakla 90 dakika boyunca geçmiş gitmiş bir olay üzerine avazın çıktığı kadar küfürler etmek arasında o kadar büyük farklar var ki... idrak edemiyor musun yoksa?


yazacak ve denecek çok fazla şey var, ama cidden çok ağırıma gitti bugün gördüklerim yaşadıklarım... çevremde bir sürü insan, beşiktaş tezahuratı dönünce oralı olmuyorlar, aziz yıldırım'a küfredilirken etraflarına dönüp bağırsanıza diye tükürükler saçıyorlar...

gerçekten rica ediyorum, yalvarıyorum, topluma kazandırılmanız için çabalayın biraz. bir tedavi sürecine girin, rehabilite olun. çünkü bunlar normal davranışlar değil. fener nefreti insanı beşiktaşlı yapmamalı, fenerden nefret ederek beşiktaş daha fazla sevilmez! sağdan soldan kazık yiyor diye mazlum rollerine bürünüp ondan sonra alakasız bir yerde soluk alıp son ses küfürler edilmez.
protestonun da, küfürün de bir adabı vardır.
ve küfür, protesto, sitemler, kınamalar, beşiktaşı gölgeliyorsa, tribünde beşiktaş değil fenerbahçe ismi yankılanıyorsa 90 dakika, o zaman kapatalım gidelim hakikaten...

kirlettiğiniz yeter.... necipleri rıdvanları gölgelediğimiz yeter... nihatlarımıza bile küfrettik biz bireysel olarak o tribünden, şimdi ne yüzle alkışlayabiliyoruz?

bu maç yapılanlar, söylenenler falan o kadar güzel şeyleri gölgeledi ki... denizliye yapılan tezahurat, pozisyonlar sonrası tepkiler... güzeldi bunlar hep, taraftarın dinamik olduğunu orada var olduğunu gösteren şeylerdi...

her neyse... bütün bunlar kayıtlara geçsin lütfen! bir gün maç boyunca küfreden ve küfürden başka dilinde tek kelime olmayan bir insanı öldürürsem ruh halim bilinsin anlaşılsın, ve mahkeme tutanaklarına da bu yazı geçsin!

1 yorum:

Diren dedi ki...

Hacı o değil de ben bu kadar içten küfür edeni görmedim. Beşiktaş'a içten bağırmaz o adam.