Quaresma, Guti, Hagi, Alex, Anelka ve daha birçok yıldız futbolcunun yolu Türkiye’den geçti. Ancak hepsinin ortak özelliği ya kariyerlerinin son dönemlerindeydiler ya da performans olarak çıkış yapabilecek bir ortam arıyorlardı. Kariyerlerinin bitiş noktasında veya düşüş anlarında bile olsa izleyebildiğimiz bu yıldızlar için Türkiye’de her yıl milyon dolarlar dökülürken, Avrupa’da Arsenal, Porto, Ajax, Lyon gibi takımlar kurdukları scouting sistemi ile hem sportif başarının hazzını yaşıyorlar, hem de sattıkları oyunculardan elde edilen paralar ile kasalarını dolduruyorlar.
Avrupa’da profesyonel olarak yapılıyor
Scouting sistemi, Avrupa futboluna uzun yıllar önce yerleştirilmiş bir sistem. Kulüpler kurdukları scout ekibi ile dünyanın dört bir yanındaki futbolcuları izleyip, keşfedip, küçük yaşlarda takıma kazandırıyorlar. Altyapı’da birkaç sezon geçiren bu futbolcular, gerekli seviyeye ulaştıklarında futbol piyasasına kazandırılıyor. Çok geniş bir yelpazede değerlendirilip, yetiştirilen futbolcular ile ilk önce sportif başarı yakalanıyor ve daha sonra başka kulüplere transfer edilerek hem maddi, hem de sportif anlamda başarı sağlanıyor. Bu sayede kulüp Avrupa’da kendine yer edinirken, bu sisteme devam edebilmek için gerekli olan her şey, yine bu oyuncular üzerinden sağlanıyor. Bu sistem için bulunan ekip, futbolun profesyonellerinden seçilerek kuruluyor. Her yıl onlarca ülkede, yüzlerce maç, binlerce oyuncu izliyorlar ve bunları bulundukları kulübe aktarıyorlar. Aktardıkları verilerde futbolcunun fiziksel özelliklerinden, ailesi, ülkesi ve yaşadığı bölgeye kadar bir çok unsur dahil edilerek değerlendiriliyor. En uygun olarak görülen futbolcu, takıma dâhil ediliyor.
Uluslararası turnuvalar en uygun ortam
Avrupa futbolunda, oyuncu izleme için en uygun ortam olarak, genç yaşta oyuncuların oynadığı U17, U20 turnuvaları ve birçok kaliteli futbolcunun bir araya geldiği Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi gibi turnuvalar seçiliyor. Genç takım seviyesindeki turnuvalarda küçük yaşlarda keşfedilen oyuncular, gelecekteki sağlanacak başarının mimarları olarak belirleniyor. A takım seviyesinde ki turnuvalarda ise sonradan parlamış veya parlayabilecek oyuncular belirlenerek, takibe alınıyor. Nitekim U17 Avrupa Şampiyonası’nın en değerli oyuncularına baktığınızda göreceğiniz oyuncular, bu turnuvaların takip etmenin ne denli yararlı olduğu gözler önüne seriyor. Son on yıl içerisinde düzenlenen U17 Avrupa turnuvalarında “En Değerli Oyuncu” ödülüne layık olan Wayne Rooney, Cesc Fabregas, Bojan Krkic ve Nuri Şahin’in toplam değerlerinin 138.000.000 Euro olduğu ve futbol kaliteleri dikkate alınırsa doğru strateji ile yapılacak bir scouting, kulübe sağlanacak başarı ile hem kulübün PR değerini yükseltip, hem de maddi ve başarısal olarak katkı sağlayacaktır. Keza ilk kez Diego Maradona’nın bile bu turnuvalarda parladığı, Lionel Messi, Sergio Agüero, Fernando Torres, Xavi, Iniesta, Fabregas, Ronaldinho gibi yıldızların çıktığı U20 ve U17 Dünya Şampiyonaları scouting çalışmaları için çok önemli turnuvalar durumunda.
Türkiye’de sistemli ve planlı değil…
Türkiye’de transfer daha tekdüze ve kolay yoldan halledilmeye çalışılır. Sezon başladığı andan itibaren takım değerlendirilerek, eksik yerleri tespit edilip, buraya en uygun olabilecek futbolcuyu aramak yerine, sezon bitince global havuzdaki futbolculardan biri seçilerek veya sadece kariyer ve isim unsurlarından dolayı milyonlar dökülerek takıma dahil edilir. Yani günümüzde transferler sistemsel ve uzun süreli olmasından daha çok acele, plansız ve günü kurtarmak için yapılıyor. Türkiye’de her kulübün “ Futbolcu İzleme Komitesi” adı altında bir departmanı mevcut. Bu komiteler Avrupa kulüpleri gibi profesyonel kişiler yerine, takımda eskiden oynamış futbolcular ve kulübün yönetiminde bulunan kişiler tarafından oluşuyor. Ancak bu alanda önder olan kulüplerin izleme komiteleri gibi maçlar izlemek yerine, daha çok kasetten oyuncu izleme alışkanlıkları mevcut olunca yapılan transferler de sağlıklı olmuyor. Bu yüzden, scouting Türkiye’de halen oturmamış, doğru işlemeyen bir yapı durumunda…
Dış etkenler engelliyor
Scouting sistemi, doğru yatırım ve sabır gerektiren, ancak karşılığında size çok büyük bir getirisi olan bir düzen. Yaptığınız oyuncu izlemeleri sonucu, genç yaşta oyuncuları keşfettiğinizde, gelecekte başarılara imza atacak takımın temellerini atarken, keşfedilmemiş veya beklenen patlamayı geç yapan oyuncuları bularak mevcut zamandaki takımınızın seviyesini yükseltip, başarı eşiğini yukarı çekebilirsiniz. Ancak bu yatırımı yaparken doğru bileşenlerin de bir araya gelmesi gereklidir. Nitekim bu şartların oluşması Türkiye’de çok zor durumda. Türk sporunda, anında başarı isteyen camia ve basın, buna karşı günü kurtarma çabası içinde yönetici ve teknik direktörlerden oluşan bir düzen hâkim. Manchester United, sezon başında Javier Hernandez’e, Dünya Kupası oynanmadan önce 7 Milyon Pound bedel ödeyerek imza attırırken, Türkiye’de yöneticiler Tabata’ya 8 Milyon Euro vermeyi daha garanti görüyorlar. Bu nedenlerden dolayı da scouting sistemi tam olarak kurulamıyor veya kurulsa bile uygulanmasında sorun yaşanıyor.
Erhan Altıntaş
Türkiye, Scouting’in çok uzağında
20 Aralık 2010 Pazartesi
Gönderen ea_mvp zaman: 11:02
Etiketler: analiz, ea_mvp, serencebey
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder