gündemin mizahı ve inönü stadı

29 Aralık 2009 Salı

mehmet demirkol eylül başından beri bu konuda yazıyor çiziyor, bugün de yazmış yine. fenerbahçe varlığı müddetince sürekli itiraz edecek bir şeyler arayan bir kulüp olduğundan ötürü "hani bana hani bana" edebiyatında. federasyon kendini atarlı giderli savunma telaşında.
şehirler tartışılıyor, stadlar ve altyapılar konuşuluyor, turizm deniyor... bütün bunların gölgesinde yeni hayallerle birlikte türkiye futbol federasyonu avrupa kupası organizasyonuna adaylığa soyunuyor.
bir defa şunu bilelim: kral çıplak! federasyon istediği yere soyunsun eğilsin bükülsün bilensin, memleketin spor federasyonları fazlasıyla siyasetin içerisine gömülmüş vaziyette. mevcut hükümetin düşüncesiz atılımlarına ayak uydurma telaşesindeki federasyon ülkenin futbol kültürünü de baltalamakta.
sadece olumsuz yanlarıyla gitmeyelim, avrupa kupaları organizasyonuna adaylık bile heyecan verici. ülkenin adıymış, gelecek paraymış falan bunları geçin, para dediğimiz kimin cebine ne şekilde inecek bunu bilmek için arif olmak gereksiz, ülkenin adını düşünenler bu ülkenin adını isviçre maçında nasıl lekelediklerini önce bir düşünsünler. ancak şehirsel kalkınmalar ilk başta can yakan, adaylık planında gösterilmeyen şehirler açısından tabiki de... dün fenerbahçenin sızlanmasından sonra da şunu gördük ki, kulüpler de bu büyük pastadan nemalanma derdindeler! sömürülecek bi bu kulak deliği kalmıştı zaten...
mevcut tartışmalar bugün bakıldığında ve federasyonun bugünki açıklaması göz önüne alındığında fenerbahçe ve enfes(?) stadı üzerine yoğunlaşmış.
bir defa, fenerbahçe stadı, 2016 senesinde bile istanbulun en büyük stadı olarak kalacaksa vay halimize! gidip boğaz köprüsünden elele tutuşup atlayalım. deniz dolar da üzerimize fenerbahçeli yöneticiler atlar gerçi canlarını kurtarma telaşıyla ancak; gözlerimizi açıp şaşı bakmaktan vazgeçelim: saraçoğlu bugün istanbulun en güzel stadı değil!
bir daha yazalım da bir daha okunsun, zayıf zihinlere yerleşsin: şükrü saraçoğlu stadı istanbulun en güzel stadı değil!
bir stadı "en güzel" yapan detayları inceleyelim:
futbol oynama: inönü stadı, aslantepe, saraçoğlu
teknik ekipman: olimpiyat, inönü, sami yen, aslantepe hepsi aynıdır bu konuda,
saraçoğlu bu listeye giremez çünkü kablolar bile dayanıklı değil, gördük biliyoruz...
sporcu tesisi: bütün stadlar aynı koşullara sahip.
sporcu güvenliği: olimpiyat
maç izleme güzelliği: yok
bu listeye aslantepenin gireceğini de düşünüyorum. saracoğlu bazı kör noktaları nedeniyle (bazı yerlerden sahayı göremiyorsunuz) yanına bile yaklaşamaz. tribünün dik olmasını sahaya yakınlığını falan bir kenara koyalım, kör noktaları var. sami yen ve olimpiyat stadlarının koşu pisti var, bu nedenle seyirci sahaya uzak kalıyor. bu stadlarla birlikte inönü stadının kale arkası tribünleri dik değil kavisli, koşu pistleri düşünüldüğü için. bu da olumsuzluk aslında. ayrıca kör noktaları var.
teknik imkan: bununla ilgili olarak tek bir stadda bile en ufak bir olumlu nokta yok.
saracoğlunun ısıtma sisteminden falan bahsedilmesin, komik olur.
ulaşım: aslantepe, olimpiyat, inönü
burada kastedilen bir organizasyon olduğu zaman seyircinin güvenli ve rahat bir ulaşım sağlayabilmesi. olimpiyat stadı ilk bakışta şaşırtıcı gelebilir. ancak bizler evimizden çıkıp stada ulaşmayı düşünüyoruz. uefa ise ulaşımı uçakla dahi yapsan, süresini değil hangi araçları kullandığını düşünüyor. istersen şehri değiştir, istanbuldaki otelinden kalk, raylı sistemle havaalanına git, orada uçağına atla, van'a in, raylı sistemle stada ulaş. al sana ulaşım bakımından 5 yıldızlı stad. aslantepe raylı sistemi, şehre yakınlığı, çevresel koşulları vs göz önüne alındığında ulaşım bakımından istanbulun parlayan yıldızı olsa da inönü de bütün bu özellikleri barındırmakta. şehri şehir yapan, istanbulu istanbul yapan unsurlardan birisi üstelik. raylı sisteme aslantepeden daha yakın olsa bile karayolu ulaşımı bir olumsuzluk. ancak deniz ulaşımı bakımından hiç bir stadda olmayan imkan ve olanağa sahip.
saracoğlu stadı ulaşım bakımından istanbulun şu an için en kötü stadı.
konum, çevre düzenlemesi:
rahatlık olarak incelersek olimpiyat. çevresinde en ufak bir yerleşim yeri yok. sadece siz varsınız bir de siz. turizm açısından düşünürsek inönü stadı. ayrıca yakınındaki maşka parkı bulunmaz bir nimet.
taraftar açısından: inönü, samiyen
taraftarın benimseyebileceği ve rahat hareket edebileceği 2 stad var. diğerleri seyirci stadları. ancak bu mevcut stadlar nesli tükenen stadlar, tarihi eser ikisi de. çünkü beton çatı maliyetli iş. bu nedenle diğer stadların çatısı belli.
kavisli yapısı ve sahaya yakınlığı ile inönü, çatısının şekli bakımından samiyen birbiriyle yarışabilir bu klasmanda.
basın ve yayın: olimpiyat
aslantepenin durumu belirsiz. ancak basın açısından çok rahat bir stad olacağını düşünmüyorum. teknik imkanlar bakımından olası bir turnuvada her stad aynı koşullara sahip olacaktır. saracoğlunda kesilen kablolar ise bu klasmanda saracoğlu adı geçince hicivle gülmemize sebeb oluyor. olimpiyat 5 yıldız alabilirken saracoğlu eksilere düşebilir.

aklıma gelenler bu kadar.
şimdi fenerbahçe yönetimi ve taraftarı ağlıyor, daha da ağlayacak. turnuvayı kötülemeye çalışacak, ve hatta yeri geldiğinde adaylığı düşürmek için türlü sabotajlar yapacaktır. türkiye cumhuriyetinin düzenlediği bir organizasyon fenerbahçe cumhuriyetini ilgilendirmez. içerisinde fenerbahçe cumhuriyeti geçmedikçe de yapılmamalıdır, aman ha'dır.
uefa finali oynandı ama bu stadda? neden ola ki?
biz burada günümüz koşullarından ziyade 2016yı da düşünmeliyiz. günümüz koşullarında 50bin üzerinde kapasiteye sahip aslantepe yok. istanbul içerisinde olimpiyat ve saracoğlu var. olimpiyat yakın bir zamanda şampiyonlar ligi finalini üstlenmiş. geriye eldeki tek olanak saracoğlu, izmiri katmazsak tabi. hava koşullarını düşündüğünde de izmir eleniyor zaten.
yoksa aç tavuk kendini tahıl ambarında sanmasın. saracoğlu güvenlik bakımından, çevre koşulları bakımından memleketin en iyi stadı falan değil. sadece çok sayıda seyirciyi tıkıştırabileceğiniz bir stad.
gördüğüm stadlar içerisinde en rahat girilen fakat en yavaş boşalan stad olması bari birşeyler düşündürsün size.

gelelim şehirlere...
kayseri ve konya burada sırıtan şehirler. istanbula, ankaraya, izmire veya antalyaya laf edebilecek birisi çıkmaz sanırım. eskişehir ve bursa alternatifleri çok gibi görünse de stad projeleri görünmeden birşey söylemek olmaz. alternatifleri de ulaşım olarak ve şehir olarak aslında çok da fazla değil. eskişehir de kayserinin de alternatifi diyarbakır veya urfa olamaz. bir dafe şehir yönetiminin iş birliği olmalı, ileriye dönük önemli planlardan bahsediliyor en nihayetinde. iş birliğini diyarbakır belediye başkanıyla mı yapabilecek mevcut federasyon? halkın bakış açısını veya şehirdeki spor kulübünün başından geçenleri tartışmıyorum burada, şehir yönetiminin devletin resmi ve tüzel organlarına olan tutum ve bakışını hatırlatıyorum. ayrıca bu tip itiraz edilen herşeyde, herkesin diyarbakır adına ağlaması artık tadı kaçırıyor. güneydoğu denince gaziantepten bahsedilmiyor da diyarbakırdan bahsediliyor? neden? nedir bu sürekli ağlayan bebeğe emzik verme merakı?
konya ve kayserinin raylı sistem, her türlü projeye uygun coğrafi yapı, ulaşım kolaylıkları vs gibi nedenleri ortaya sunuluyor. alternatifleri var mı? çooook... ancak hangi şehir mevcut hükümete yüzde 80 oy vermiş? elbet bir ödülleri olacaktı değil mi?
yazının başında bahsettik, ülkemizde futbol yönetimi, hatta spor yönetimi tamamen siyasi çarklar içerisinde sıkışmış vaziyette. bunu idrak etmeden de kayseri ve konyaya neden iş düştüğü tartışılmasın. evet gelişmekte olan şehirler, ancak gelişimlerinin sebebi de aynı değil mi?
trabzona neden iş düşmediği tartışılmış. trabzon bu hikayede antalya veya izmirin değil eskişehirin veya bursanın bir alternatifi sanırım. evet tartışmaya açık ancak bunu da şehrin futbol kültürü üzerinden tartışmak bursaya ve eskişehire haksızlık olur, yersiz olur, yetersiz olur.
bu listedeki süpriz diyarbakır veya trabzonun olmaması değil, eskişehirin olmasıdır. siyasete bu kadar gömülmüşken eskişehirin işi ne demek mümkün. kadıköyün olmaması ise süpriz değildir, olması gerekendir.

iğneleri sapladık durduk. peki çuvaldız?
inönü stadı neden yok, beşiktaşın stadı neden yok?
ulaşım bakımından yeterli olanağa mı sahip değil? aslına bakarsanız bir tek karayolu bakımından olumsuzluk var. aslantepeye gelen raylı sistemle inönü stadına gelen raylı sistem aynı uzaklıkta. veya olimpiyat stadından raylı sistemden veya karayolu ağından çıktıktan sonra stada ulaşmanız için katedeceğiniz yolun çok daha azını inönü stadına ulaşmak için katetmektesiniz.
teknik koşullar bakımından yeterli mi değil?
teknik koşullar diyorsanız günümüzün koşullarını düşünmeniz gereksiz. çünkü günümüzün teknik koşulları 2016da zaten yetersiz kalacaktır, sürekli olarak yenilenecek olan teknik ekipmanlar için yetersizlik söz konusu bile olamaz.
turizm açısından mı yetersiz?
istanbulda çevre muhitinde bu kadar kapsamlı ve sürekli işleyen otellerin, tesislerin olduğu başka bir stad yok. otellerin ortasında kalmış bir stad için; tarihi eser niteliğinde ve memleketin en standardı yüksek tarihi eserinin dibindeki bir stad için turizmin lafını bile edemezsiniz. istanbulun turizmi boğazdır. tarihi eserleri bile boğaza göre sıralanmıştır. boğaza nazır bu stadın adını ağzınıza alacaksanız en azından turizmin lafını etmeyeceksiniz.
seyirci sayısı mı yetersiz? kayseri kadir has(32.864), bursa yeni stad (34.750), antalya yeni stad(31.500), eskişehir yeni stad(33.500), konya yeni stad(33.000). rakamlar bunlar. inönü stadından ne üstünlükleri var?
güvenlik açısından mı bir zaafiyeti var? kadıköy tartışılırken ve kadıköyün istanbul içerisinde koşul ve güvenlik bakımından samiyenden sonra en kötü stad olduğu malumumuzken...
seyirciler açısından yeterli tesis ve olanaklar mı yok? sorarlar o halde maçka parkı ne? bu tip bir organizasyon için taksimi de kabataşı da başiktaşı da dahil etmeniz çok gerçekçi olmayabilir. ancak maçka parkı gibi bir alan mevcut stadların hangisinde var? oto sanayinin karşısındaki kadir has stadında mı var?
bir tek olumsuzluğu var, inönü stadı teknik koşullar bakımından istanbulun en oluru olan 2 stadından birisi değil. başka bir şehirde olsa ne ala, ancak istanbul sınırlarında önünde aslantepe ve olimpiyat var. bu kısma çuvaldız lafıyla başlamıştık. çuvaldız işte burada: rakiplerimiz atılımlar yaparken biz uyuduk. uyumaya da devam ediyoruz...

yoruldum sıkıldım yazmaktan. sonra devam ederiz?

0 yorum: