En büyük etken sistemsizlik

22 Ağustos 2010 Pazar


Beşiktaş’ın bütün branşlarına etki eden maddi sıkıntı, Bayan Basketbol’un önüne de set çekmiş durumda. Maddi sıkıntılara Türk oyuncular ne kadar göğüs gerse de, asıl amaçları para kazanmak olan yabancı oyuncular bu duruma fazla katlanmayıp, başka ülkelere yöneliyorlar.

Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nü dışarıdan gözlemleyenler son günlerde her şeyin en iyi şekilde ilerlediğini düşünebilir. Quaresma ve Guti transferleri, binlerce kişinin katıldığı imza törenleri, “Şımart bizi başkan, çıldırt bizi baştan” sloganları… 6 ay öncesinde “Yeter, Yıldırım Demirören” diye inleyen İnönü Stadı için fazlasıyla iyi atmosferler yaşandı son iki ay içerisinde. Ancak her zamanki gibi sadece dışarıya yansıyan veya Beşiktaş’ı sadece futbol olarak düşünebilen kitleler için geçerli olan sahnelerdi bunlar. Bir yanda bunlar yaşanırken, diğer yanda hentbol, voleybol ve basketbol gibi branşlar yönetilememe krizi ile karşı karşıya kaldılar. Bu branşlardan biri de uzun süredir istikrar ve başarı sağlanılamayan Bayan Basketbol Takımı…

Temel sorun sistemsizlik
Bayan Basketbol Takımı’nın başarısızlığının arkasında birçok neden bulunmasına karşın, bu sorunların oluşmasına zemin hazırlayan en büyük etken sistemsizlik. Basketbol sporu için başarının temelleri atılırken ilk başta güçlü bir organizasyon yaratılması, hedefe ulaşmanın en zor aşamasıdır. Bunu başarabilen takımlar içinde bayanlarda Ekaterinburg, Spartak Moskova, erkeklerde ise Partizan, Barcelona, Pana gibi birçok örnek mevcut. Yarattıkları bu güçlü yapıda sponsor, altyapı, pazarlama, transferler, teknik kadro en iyi şekilde işlenmeye çalışılırken, Beşiktaş’ta bu durumun basketbol bilgisinin sınanması gereken Basketbol Şube Sorumlusu Şeref Yalçın’a kalmış olması durumun ne kadar vahim olduğunu açıklamaya yeterlidir.

Başarı hedeflenmiyor
Beşiktaş Bayan Basketbol Takımı için başarı kıstası şampiyonluk değil. Yapılan hamleler bunu kanıtlar nitelikte. Bunun en büyük örneği; 20 senedir bu takıma tek şampiyonluk kazandırabilmiş Aziz Akkaya’nın takımın başında yer almasıdır. Geçmişte Vicente Del Bosque’ye sezon ortasına kadar sabredemeyen zihniyetlerin, Aziz Akkaya’ya göreve geldikleri günden beri destek verip, arkasında durmaları, sözde istikrar görüntüsü meydana getirse de, aslında çıkarların birbirleriyle uyuşması bu durumu açıklar nitelikte. Aziz Akaya, yarı finali başarı olarak gören, Avrupa’da başarı hedeflemeyen, az parayla, vasat oyuncularla idare eden bir coach vasıfları taşırken, yönetiminde yaptıklarına ses çıkartmayacak, eldekilerle idare edecek, bir teknik heyetten memnun olmaları bu beraberliğin bu kadar uzun süreler devam etmesine neden olmuştur.

Bayan Basketbol’da da maddi sıkıntı…
Beşiktaş’ın bütün branşlarına etki eden maddi sıkıntı, Bayan Basketbol’un önüne de set çekmiş durumda. Maddi sıkıntılara Türk oyuncular ne kadar göğüs gerse de, asıl amaçları para kazanmak olan yabancı oyuncular bu duruma fazla katlanmayıp, başka ülkelere trasferlerini gerçekleştiriyorlar. Sezon başında birçok olanaksızlığa rağmen kurulan kadrolar, sene içinde bu sorunlar ile mücadele eden takıma dönüşüyor. Hal böyle olunca takım, birçok kez revize edilerek yeni baştan yapılandırılmaya çalışılıyor. Bu durum istikrarsızlığa yol açarken, Beşiktaş markasını zedeliyor, hem de ertesi sezonlarda yapılabilecek transferlerin önünü tıkıyor.

Taraftar ilgi göstermeli, duyarlı olmalı
Bu sezona başlarken yapılan icraatları gördükçe anladık ki, taraftar istediği sürece kulüp yöneticileri tarafından her engel aşılıyor. Ancak bunların olabilmesi için taraftarın dik ve kararlı bir şekilde tribünlerde yer alması gerekmekte. Transferleri değerlendirmeli, takıma sahip çıkmalı yeri geldiğinde alkışlarken, yeri geldiğinde tepkisini koyabilmelidir. Geçmiş sezonlarda Tümer Metin’e gösterilen tepkiler dağ gibi olmuşken, bugün Galatasaray’a transfer olduğu an gerçek yuvasının Galatasaray olduğundan bahseden Yasemin Horasan transferine neden tepki gösterilmemektedir?

Erhan ALTINTAŞ/Serencebey 48.Sayı

0 yorum: