Beşiktaş Şeref'tir; Şeref, Beşiktaş'tır!

30 Mayıs 2010 Pazar


Yumruklar Havaya!

23 Mayıs 2010 Pazar




Anıları anlatmaya satır yetmez. En güzeli senle Grup Yorum muhabbetiydi be abi, Rize dönüşü hani, maçtan önce otobüsten inerken herkes ayık olsun tribünde adamlar küme düşmemeye oynuyorlar gerginliğe gerek yok. Maçtan sonra da İstanbul'a kadar Grup Yorum muhabbeti... Ah bee abi. Tribün mücadelesi siyah tribünde devam ediyor.
Ruhun şad olsun Yüksel Abi.

bir şampiyonluk can yakar mı?

17 Mayıs 2010 Pazartesi

düşmanı da olsa, kanlısı da olsa, o acıyı o çöküşü gülerek karşılayanı, düşene bir de kendisi vuranı anlayamıyorum! beşiktaşın üçüncülüğü nasıl kaçırdığına üzülmektense fenerbahçenin nasıl şampiyon olamadığına sevineni anlayamıyorum... bursasporun şampiyon olmasının aslında şampiyonluğun değerini düşüreceğini algılayamayarak, geçen sene sivassporla ağzının salyasını akıtanların bu sene sivassporun halini göremeyişini anlayamıyorum...
beşiktaş bugün hentbol ligi şampiyonu oldu, ben buna sevinemiyorum! el oğlu zibil branşta zibil kupa kazanmışken, avrupada bir yerlere gelmişken, bizim çok önceden pankarta yazdığımız "kupa kalmadı burada şimdi hedef avrupa" sözünü hayata geçirmekteyken bizim sadece hentbol takımımızın parasız pulsuz ve sadece arma aşkıyla bu başarıyı kazanmasını, ve benim bununla yetinmem gerekmesini anlayamıyorum! bu kulübün basketbol, voleybol takımlarının nerelerde olduğunu merak ediyorum, yönetimin bu branşlarda ne gibi hedefleri olduğunu merak ediyorum. çok daha önemli olan, hentboldaki bu başarıların daha ne kadar devam edeceği, beşiktaş kulübünün bu başarılı insanları ne kadar hakettiği, onların değerini ne kadar bildiği...
sinirden elim ayağım titriyor, çünkü hentbol takımının şampiyonluğu bana sadece onlara yapılan haksızlıkları; yönetimin hentbol şubesine sahip çıkmamasını, amatörlere zerre yatırım yapmamasını hatırlatıyor! gelen gideni aratmıyor , giden gelenden farklı olamıyor! al birini vur ötekine, çünkü camia zihniyeti bu!
işte camianın bu asabımızı bozan futbol zihniyetini kırmak, beşiktaşın sadece futbol kulübü olmadığını izah etmek, başka branşlarımız ve bu branşlarımızda bizden öte bizden ziyade beşiktaşlıların olduğunu anlatabilmek için kurduğumuz sitenin, açtığımız pankartın adı bugün şampiyonluğu kutlayan hentbol takımımızın en önemli sporcusu tarafından anıldı:
"armaaşkına ve son barikat'a teşekkürler!"

ramazan abimiz, beşiktaşlı ramazanımız, müjdeli habercimiz, bileğine kurban olduğumuz, gözlerinde kartalı gördüğümüz, çocuğuna da can içre gülüşünü vermiş abimiz herşeyimiz; biz senden daha iyi bir beşiktaşlı değiliz, biz beşiktaşa dair güzel şeyleri senden daha fazla hakediyor değiliz! sadece sizinle birlikte olmaktı amacımız, ve sizin o formalar altında akıttığınız her damla ter için ölürdük ki sizler bize yıllardır kupalar veriyorsunuz, sizler namağluğ şampiyonlukları beşiktaşa tek bahşeden sporcular olarak teşekkürü değil tapılmayı bile hakediyorsunuz. işte bu yüzden, teşekkür edemeyiz, biz ancak ve ancak sizlere kurban oluruz!

iyi ki varsınız...
sizler, beşiktaşın çocuklarısınız, sizler gerçek beşiktaşsınız!

ayrıca, bizler dalamanda olamadık, ama pankartımız oradaydı. gıyabımızda pankartlarımıza (namusumuza) sahip çıkan son barikat beşiktaşın neferlerine, kartal yürekli abilere ablalara dostlara kardeşlere teşekkürlerimiz de var, tabi bunları yüz yüzeyken iletiriz...

iyi ki varsın beşiktaş, senden başkası umurumda değil...
bir de kanatlarına binip uçmak isteyenler olmasa, seni yere çarptırma pahasına iki gram hava için şereflerini namuslarını hiç edenler olmasa...
sen üzülme kartal, kanatların var, bak şampiyon olmuşlar!

Basketbol ve taraftar

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Kolpahaber diye ünlenmiş haber sitesine basketboldan sorumlu yönetici açıklama yapmış ve demiş ki "daha önce maça gelmeyen taraftar bu maça da gelmesin." kaynağın güvensizliği nedeniyle söyledi mi bilinmez ama bu konuyu ele alacak olursak:

Didin varken de ilk haftalar salon dolmamıştır. Ama ligin son maçında hiç bir iddiası olmayan maçta lig sonuncusu itü maçında rahat 2000kişi vardı.

baskette böyle bir ortam var. taraftar takıma önce bir alışıyor, yavaş yavaş salonu dolduruyor...
ama bu sezonun başında 15tl ye bilet satıyorlardı. abdi ipekçi de oynanan maçlarda bilet 7 tl civarındayken akatlar önünden otobüs geçmeyen akatlara 15lira. Ülkede baskete çıkan en pahalı bilet en yakın fiyatın neredeyse 3 katı! Hikmetini bilen var mı?
Erkek basket biletleri sonra 10liraya çekildi. Şimdi yumurta kapıya dayandı hadi gelin maça koşun 3 lira... İşe gelince sahip kongre üyeleri.. İşe gelince en büyük taraftar... Denizli maçı sonrasında yıllardır ücretsiz olan bayan basketbol ve voleybol maçlarına neden bilet çıkarılmaya başlandı? Zaten maça gelen az hiç gelemesin diye mi? Öyle oldu da zaten...

iş çağrı yapmakla bitmiyor. kombine de kampanya olabilir. öğrenciye ayrıca indirim olabilir. iettnin Beşiktaş'tan salona sefer koyması sağlanabilir. O olmadı eskisi gibi belediye ile birlikte semtten otobüs kaldırılabilir.

takımla ilgili bir mesele de var... Mesela bu sene mesela basket takımının maçı engelli veya hentbol ile çakıştığında akatlara gitmedim. nedeni de basit şu didin dönemi var ya galip ya da mağlup maçtan sonra oyuncular takımla bir bütün olurdu. Bu sene ki takım bir garip, galip gelseler uzaktan bir alkış... kusura bakmasınlar da milyon dolarlık topçular bile onlardan daha candan... hele ki şu son telekom maçında rica minnet takımı geri getirmiştik. Taraftardan uzaklar gibi hissediyor insan... ister istemez tercihte o yönde oldu. Aile gibi hissettiğin Seba'ya gidiyorsun...

Başkaydı Sendeki Sevgi Şifo

8 Mayıs 2010 Cumartesi


Her şeyi unutturan hastalık bir Beşiktaş'ı unutturamadı sana Şifo. Öyle sevgiydi seninki. Bizim içimizdeki sevgiye benzeyen ama asla aynı olmayan. Sen Beşiktaş'ı severdin, sahiden, harbiden, hem de derinden. Erkendi be Şifo, daha nice maçlara tanık olacaktık senle. Her futbolcu abinin elini sıkıca tutarak çıkacaktın maçlara. Sana güzel günler yaşatamayanlar, senin kadar sevemeyenler yansın cehennemin ateşinde

Zaten Allah'ın adaleti olsaydı...

Şampiyonluğa Gittiler.. Hem de Uçakla!

7 Mayıs 2010 Cuma



Mart ayında İzmir'de Türkiye Kupası rövanş maçında İzmir Bş. Bld.'yi yenerek kupanın sapını İzmir'e bırakıp Türkiye Kupası'nı almıştı Beşiktaş Hentbol Takımı. Şubenin mali durumu ortadayken, takıma yapılanlar, ödenmeyen maaşlar varken üstüne bir de takım, Beşiktaş gibi bir kulübün hentbol takımı otobüsle seyahat ediyordu. Buna sitemimizi burdan dile getirmiştik aşağıdaki yazı ile şimdi duyduk ki Kayseri'de Şampiyonu belirleyecek playoff maçlarının ilk ayağı var ve takım Kayseri'ye uçakla gitmiş. Ne diyelim darısı Dalaman'a

25 Mart 2010'daki yazı
http://bmtb1903.blogspot.com/2010/03/kupa-geliyor-kupa-hem-de-otobusle.html

Biz Hiç Büyümedik ki..


Turnuvaların vazgeçilmez neşe kaynağı Panini albümlerine yenisi eklendi: 2010 Dünya Kupası Albümü

Euro 96'dan başlamıştık eksikler vardı. Fransa 98'de asıl start verildi Yeniyüzyıl gazetesi ile birlikte verilen çıkartmalar toplandı. Eksikler Panini ile irtibata geçerek 3 gün içerisinde geldi ve ilk albüm başarıyla bitti. Sonrasında 2000 2002 2004 2006 2008.. İlk albümün üzerinden 12 sene geçmiş reklamlarda gördüm 2010 Dünya Kupası albümü diye annemin verdiği ilk tepki aklıma geldi ''defterini kitabını böyle kaplamıyorsun''
Reklamlardan sonra albüm bulundu çıkartmalar alındı efsane başladı. Gördüğümüz her kırtasiye ve kitapçılara soruyoruz, ''Çocukmusunuz ya'' bakışlarını görmüyor değiliz hani.
Eee biz hiç büyümemedik ki.

Albüm 2.5 TL
6lı Paketler 1 TL

Eksiklerde fazlalarla irtibatta olalım.

T.Telekom Serisi

6 Mayıs 2010 Perşembe

Herkesin basketbol açısından keyifle izleyeceği bir seri olarak düşünülüyordu Beşiktaş- Türk Telekom serisi. Bir yanda ligin en karakterli ve güzel oyununu sergileyen Beşiktaş ve diğer yanda ofansif olarak ön plana çıkan Türk Telekom vardı. İki tarafında savunma sevmeyen oyun tarzları yüksek skorlu maçların yaşanacağı anlamına geliyordu ki zaten bunun kanıtı normal sezonda oynanan iki maçtı. Seride avantajlı taraf olarak görünen takım Beşiktaş'tı. Çünkü seriye 1–0 önde başlamanın avantajının yanı sıra, Telekom'a nazaran daha karakterli ve ofansif anlamda çeşitlilik yaratacak oyuna sahip olmaları Beşiktaş'ı bir adım öteye taşıyordu.


Ateş topu Wilson ve dağınık Beşiktaş

Serinin ilk maçı saha avantajını elinde bulunduran Beşiktaş'ın ev sahipliğinde gerçekleşiyordu. Normal sezonun rövanş maçında oynanan maçta yaşananlarında etkisiyle Akatlar'da dolu tribünlerin önünde gerçekleşen maç, basketbol adına her şeyiyle ekstra durumdaydı. Tutku, Lang ve Ümit Sonkol'un eksiliği ile İstanbul'a gelen Telekom ekibi için bütün sezonun anlamını taşıyan maçlardan biriydi. Akatlar’da alacakları bir galibiyet ile Ankara'da bu seriyi bitirmeyi amaçlıyorlardı. Hava atışından itibaren de bu inancı gösterdiler ve Beşiktaş'a oranla daha toplu bir oyun sergilediler. Maçın başından itibaren savunma anlamında hiç bir şey gösteremeyen Beşiktaş'a cezayı fazlasıyla kesen Wilson oldu. 12/19 şut isabetiyle oynayan Wilson, Beşiktaş ne zaman geri dönmeye çalışsa darbeyi vurdu. Likholitov'un erken faul problemine girmesiyle rahatlayan Dudley, Wilson'a destek çıkan isimlerdendi. 7/11 şut yüzdesi ile 23 sayı bıraktı rakip potaya.

Beşiktaş için aksayan tek yön savunma değildi serinin ilk maçında. Engin Atsür, Chatman'ın ceza almasından sonra takıma hücumlarda önderlik edip bunda da başarılı olmuştu. Sakat Perry'nin iyileşmesi ile dinlenme olanağı bulup performansını bir adım daha ileriye taşıyacağı genel kanıydı. Ancak belki de beklenenin aksi performansı gösteren oyuncu olarak seride en çok göze çarpan oyuncu Engin olabilir. Bu serinin ilk maçına da yansıdı ve hücumlarda dağınık ve yüzdesiz oynayan Beşiktaş bunun sıkıntısını fazlasıyla hissetti. Newley - Davis eşleşmesini çok iyi kullanan Bıyıktay, Newley ile Telekom'a karşılık vermeyi denedi bunda da kısmen başarılı oldu. 22 Sayı ile Beşiktaş'ın en skoreri olan Newley, Davis'i de hücumda nefes aldırmayarak serinin en kritik eşleşmesinin de galibi oldu.

Maçı sürekli geride götüren ve rakibini yakalamaya çalışan Beşiktaş, 4.çeyrekte bunu başardı. Maçın son yedi dakikasına girilirken skoru 81–82 'ye taşıdı. Ancak geri dönüş çabalarından yorulan Beşiktaş, Telekom koçu Merih Çakıroğlu'nun Goran hamlesiyle yenik düştü. Mallet ve Goran ile toparlanan Telekom 10-0' lık bir seri ile skor avantajını yeniden sağladı. Maçıda 100-90 kazanmayı bildi.

Herşeyi ile ekstra bir maç yaşandı serinin ilk maçında. Wilson'un yanan eli Beşiktaş'ı da bu maçta yakan faktör oldu. Cevher ve Engin'den sezon boyunca en az verim aldığı maçla hücumda tıkanan Beşiktaş, savunmada ise en dağınık halini sergiledi ve kendi evinde 100 sayı yedi. Newley'nin Davis'i savunması ve hücumda üstünlük sağlaması Newley'i Beşiktaş'ın en önemli silahı haline getirdi. Beşiktaş için artık tek hedef Ankara'da bir galibiyet elde etmekti.

Ve avantaj tekrar Beşiktaş'ta...

1-0 önde başladığı serinin ilk maçını kendi sahasında 100 sayı yiyerek kaybeden Beşiktaş için kesinlikle kazanılması gereken bir maçtı. Bu sefer işler birinci maçtan farklı bir hal alıyordu. Bir önceki maçın suskun ismi Cevher ile maça etkili başlayan Beşiktaş, maçın önemli bir bölümünde önde olan taraftı. Cevher'in de etkili oyunuyla devreyi önde kapatan Beşiktaş, zor anlarda sorumluluk alan Newley'nin performansı ile beraber maçı da kazanmayı bildi ve avantajını tekrar kazandı.

Ankara'da oynanan ilk maçta her iki takım içinde farklı senaryolar vardı. İlk maçın yanan adamı Wilson performansından çok uzaktı ve bütün maç sadece 2 sayı üretebildi. Bu durum Telekom'un maç içinde çaresizce hücum etmesine etken oldu. Bu sefer zor anlarda ortaya çıkan oyuncu Telekom adına Ricky Davis'di. İlk maçta ki Newley'nin savunmasından biraz kurtulmuş gibi gözüktü ve kritik anlarda isabetli şutlar ile takımı ayakta tutmaya çalıştı. Ancak yardım gelmeyince Davis'e, Telekom adına işler daha da zorlaştı. Savunma açısındansa her şey bilindiği gibiydi Ankara ekibi için. Newley bulduğu madeni işlemeye devam etti ve 25 sayı ile takıma önemli bir katkıda bulundu.

İlk maçta gerçek performansından çok uzak olan Cevher, Telekom'a büyük sıkıntı yarattı. 22 sayı ile istenilen katkıyı verdi Beşiktaş adına. Bu sefer Beşiktaş, karakterini sahaya yansıttı. Maçtan asla kopmadılar. Üçüncü periyotta anlamsızca çalınan teknik faul sonrası beş faulle dışarıda kalan Cevher'in eksikliği ve 72-69 geriye düşmesine rağmen maçta geri adım atmadılar. Beşiktaş için bu maçta konuşulacak en önemli konu ise bu bölgede Perry'nin gelmesiyle rahatlaması düşünen takımın 2 maçta en büyük sıkıntısını guardlardan çekmesiydi. Süre bakımından dinlenebilecek olan Engin'nin performansının artması beklenirken aksine düşmesi ve Perry'nin takıma uyum sağlayamaması Beşiktaş için zaman zaman hücumda tıkanma anlamına geliyordu. Ancak iki guardın 8/1 isabet, 5 ribaunt, 2 top kaybı ile oynamalarına rağmen maçı kazanmayı bilen bir Beşiktaş vardı sahada.

Beşiktaş maç sonunda istediği alan taraftı. Aldığı galibiyet Beşiktaş için seride 2-1 öne geçmek ve bir sonraki maç kaybedilse bile işi Akatlar'a taşıyıp, orada işi bitirebilmek demekti. Bir sonraki maçta kesin kazanmak zorunda olan Telekom'un daha sıkıntılı olacağı kesindi.

Ver Elini Yarı Final...

İlk maçta Wilson'un ortalığı kırıp geçirmesiyle toz bulutunun içinden çıkan Telekom galibiyeti, seriye yeni senaryolar eklemişti. Ancak coach Bıyıktay ve takımı aldıkları bir galibiyetle bu maçta seriyi Akatlar'a getirmeden bitirme şansını elde etmişlerdi.

Maç ilk maçın benzeri şekilde başladı. Şuta dayalı oynayan Telekom için işler istenildiği gibiydi. Kullanılan şutlarda isabet bulununca ilk periyotu 30-16 önde kapatıyordu Telekom.İkinci çeyrekte ise şutları girmeyince ilk beş dakikalık zaman diliminde toplam 4 sayı üretebildi Ankara ekibi.Beşiktaş ise bu dakikalarda cevap vermesi gerektiğini biliyor ama hücumda etkili olamayınca Telekom potasına sadece 6 sayı bırakabiliyordu. İlk yarı her iki takımda surları döven Osmanlı ordusu gibiydi. Toplamda 70'in üzerinde şut kullandı iki takım. İkinic periyotun sonlarına doğru daha çok isabet bulan Beşiktaş, farkı tek hanelere indirerek girdi soyunma odasına.

İkinci yarı topu daha içeriye girerek kullanma isteğindeydi Beşiktaş.Keza ikinci yarının başında bulduğu iki üçlükten sonra içeri doğru yapılan koşularla sayılar üretmeye başladılar. Savunma zaafını fazlasıyla bünyesinde bulunan Telekom'a karşı etkili bir silah haline geldi bu hücumlar.Newley bu periyotta ürettiği 12 sayı ile maça ağırlığını koydu ve takımınıda son periyota 62-63 girmesini sağladı.

Son çeyrekte de iyi savunmasını devam ettirdi Beşiktaş ve giderek farkı açtı.Bunda serinin bir anlamada bütün kaderini çizen adamlardan biri olan Wilson'un her bulduğu topu bomba sanar gibi potaya göndermeside etkili oldu. aldığı her topu olumlu kullanan Beşiktaş 73-81'lik skorlada adını yarı finale yazdırdı.

Şimdi Sıra Yönetimde

Bu takım rakiplerinden fazla kendi sorunlarıyla mücadele etti sene boyu. Parasal sıkıntılardan, oyuncu disiplinine kadar akla gelebilecek her sorunla karşılaştı. Beşiktaş hücumlarının temelini ve verimliliğini sağlayan iki oyuncu olan Chatman ve Baxter'dan uzak kaldılar. Artık tam destek zamanıdır. Efes Pilsen serisi öncesi ne kadar birikmiş paralar varsa içerde ödenmeleri oyunculara mental açıdan destek sağlanmalı.Hepsi bir yana teşekkür edilmelidir.Aynı kulübün aylardan beri paralarını ödemediği bir ortamda yıldız futbolcuya milyonlar saçtığını bilmek mücadele etmekten insanı nasıl alıkoyar varsın siz düşünün.

Taraftar olarak ise; Akatlar'da ki maçta tribüler tıklım tıklım olmalı ve Fener'e küfretmeden, Nouma'yı selamlamadan sahaya tam etki yaratarak Efes Pilsen'e bu sezonun en zorlu deplasmanı yaşatılmalıdır.